YAPMIŞ OLDUĞUNUZ KİRALAMALAR, FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİNDEN YAPILMAMIŞ OLSA BİLE, KİRALAMA İŞLEMİNİZ FİNANSAL KİRALAMA OLABİLİR
YAPMIŞ OLDUĞUNUZ KİRALAMALAR, FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETİNDEN YAPILMAMIŞ OLSA BİLE, KİRALAMA İŞLEMİNİZ FİNANSAL KİRALAMA OLABİLİR
1985 yılında mevzuatımıza giren 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu, ilk haliyle uygulanması beraberinde önemli sorunları da getirmişti. 1985 yılından 2003 yılına kadar geçen süreçte yayımlanan kararname, yönetmelik, tebliğ ve yargı kararları ile finansal kiralamaya işlerlik kazandırılmaya çalışılmışsa da, finansal kiralamanın Muhasebenin Temel Kavramlarına ve Uluslararası Muhasebe Standartlarına uygun olarak muhasebeleştirilmesine yönelik eksiklikler 2003 yılına kadar devam etmiştir. 4842 sayılı Yasa ile Vergi Usul Kanunu’na eklenen mükerrer 290. maddede düzenlenen finansal kiralamada değerleme ile ilgili hükümler 11 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, finansal kiralamanın muhasebeleştirilme şeklini kökten değiştirmiştir. Yapılan bu yasal düzenleme, Anayasanın 73’üncü maddesinde yerini bulan vergide “Adalet” prensibine de uygun bir düzenlemedir.
2003 öncesi uygulamada;
- Kiracı finansal kiralama sözleşmesi ile kira süresi boyunca belirli kira tutarlarını ödeme yükümlülüğü altına girdiği halde bu borçlarını bilançosunun pasifinde gösterememekteydi.
- Finansal kiralama işlemlerinin kiracının bilançosunda yansıtılmaması nedeniyle varlıklar ve borçların seviyesi olduğundan az gösterilmekteydi.
- Finansal kiralamaya konu varlığın kiracı yerine kiralayanın varlıkları arasında gösterilmesi yönündeki muhasebeleştirilme “özün önceliği kavramı”na ters düşmekteydi.
- Kiralayan kestiği faturada tutarın hepsini ana faaliyet geliri olarak kaydederken, kiracı ise fatura tutarını gider hesaplarında izlemekteydi. Oysa finansal kiralamada kira tutarının bir kısmı iktisadi kıymet bedeline isabet ederken diğer kısmı ise faizden oluşmaktadır.
- Finansal kiralama işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ile ilgili olarak uyulması zorunlu bir hesap planının ve muhasebeleştirme biçiminin olmaması nedeniyle, ülkemizde finansal kiralama işlemlerine uygulamacılar kendi görüşlerine göre yön vermişlerdi.
- Yukarıda yazılan eleştirilere ilave olarak ve bence en önemlisi kiracı, kiraladığı duran varlıklar ile ilgili riskleri ve yararları üstlendiği halde bu varlıkları bilançonun aktifinde gösterememekte ve amortisman ayıramamaktaydı.
4842 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 290. madde ile bu durum değiştirilmiş ve olması gereken uluslararası standartlara kavuşturulmuştur.
Konu’nun iyi bilinmiyor olması nedeniyle, finansal kiralama işlemi sadece, finansal kiralama şirketinden yapılırsa finansal kiralamadır gibi yanlış bir algılama mevcuttur. Oysa Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 290. maddesi uyarınca, gerekli şartları sağlaması halinde, finansal kiralama şirketi dışındaki şirketlerden de yapılan kiralama işlemini de finansal kiralama olarak kabul edip, amortisman ayırma hakkını kiracıya vermektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 290. maddesi finansal kiralama ve faaliyet kiralaması ayrımı için bir ölçü getirerek hangi özellikteki kiralamaların finansal kiralama olarak kabul edileceğini açıklamıştır. Bu özellikler aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir:
- İktisadi kıymetin mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi,
- Kiracıya kira süresi sonunda iktisadi kıymeti rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması,
- Kiralama süresinin iktisadi kıymetin ekonomik ömrünün % 80’inden daha büyük bölümünü kapsaması, Örneğin;Kiralanacak varlığın ekonomik ömrü 5 yıl ise ekonomik ömrün % 80’i 4 yıl eder. Bu durumda Vergi Usul Kanunu’na göre ekonomik varlık için 4 yıl ve üzeri kiralama finansal kiralama olacaktır.
- -Sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin net bugünkü değerleri iktisadi kıymetin rayiç bedelinin %90’ından daha büyük bir değeri oluşturması,
Net bu günkü değer [1-(1/1+i)n ))/i ] x taksit tutarı formülü ile hesaplanmaktadır. Burada (i) aylık faiz oranını, (n) vadeyi ifade etmektedir.
Örneğin,Kiralamaya konu iktisadi kıymetin maliyet bedeli 100.000,00.-TL ve kira dönemi sonu ödemelerinin toplamı 150.000,00.-TL olduğu kabul edilsin. Kiralamaya konu iktisadi kıymetin %90’ı alındığında 90.000,00.-TL yapmaktadır.
Bu durumda kira ödemelerinin net bu günkü değeri 91.000,00.-TL olması halinde, kiralamaya konu aracın maliyet bedelinin üzerinde olacağı için bu kiralama, finansal kiralama işlemi olarak değerlendirilecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, yukarıda açıklanan dört şartın birden gerçekleşmesi gerekmemekte, bu dört şarttan birisinin gerçekleşmiş olması halinde bu kiralama işlemi finansal kiralama işlemi olarak kabul edilecektir.
Kiracılar açısından bu kriterlere bakıldığında, eğer kiralama sözleşmesinde, kiralama dönemi olarak, sözkonusu kiralamaya konu iktisadi kıymetin Vergi Usul Kanunu’na göre amortisman süresinin % 80 ve daha üzeri bir süre için kiralanmış olması veya kiralama süresi sonunda kiracıya, kiraya konu iktisadi kıymeti satın alma hakkı tanınmış olması durumunda, bu kiralama işlemi finansal kiralama olarak değerlendirilecektir.
319 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile mükerrer 290’ıncı maddenin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar açıklanmış olup Kiracıya İlişkin Hükümler başlıklı (B) bölümünün 1’inci fıkrasında; Finansal kiralama işlemine konu iktisadi kıymetin kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerleneceği, finansal kiralama konusu iktisadi kıymetin kullanma hakkı olarak aktife alınarak karşılığında ise kiralayana olan borcun pasife kaydedileceği,2’inci fıkrada; kullanım hakkının, Vergi Usul Kanunu ve ilgili genel tebliğlerde bu iktisadi kıymet için tespit edilmiş amortisman sürelerinde amorti edileceği belirtilmiştir.
Bu konunun ve bu konuya bağlı olan muhasebe uygulamasının detaylı anlatımı, bu köşeye sığmayacak kadar detaylı olması nedeniyle, genel hatları itibarıyla bilgilendirme yapılmış olup, konuya ilgi duyanların daha geniş bilgiye sahip olmaları için Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 290. maddesi, 319 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve 11 sıra No.lu Muhasebe Uygulamaları Genel Tebliğine bakmaları gerekmektedir.
Fazlı ÇİLİNGİR
YMM- Bağımsız Denetçi