Vergi mevzuatında değişiklikler içeren 7524 sayılı Kanun Resmî Gazete’de yayımlandı.
TARİH: 05.08.2024
SAYI: 2024/20
KONU: Vergi mevzuatında değişiklikler içeren 7524 sayılı Kanun Resmî Gazete’de yayımlandı.
7524 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un vergi mevzuatında değişiklikler içeren düzenlemeleri aşağıda yer almaktadır:
- GELİR ve KURUMLAR VERGİSİ KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
- Ticari ve Mesleki Kazançlarda Günlük Hasılat Tespitine Bağlı Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahı Belirlenebilecektir.
7524 sayılı Kanunla GVK’nın mülga 69. Maddesine yapılan eklemelerle ticari veya serbest meslek faaliyetleri yönünden mükellefiyeti olanların gerçek hasılatlarının tespitine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Buna göre yukarıda belirtilen mükelleflere yönelik, günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda 3’ten, bir takvim yılında 12’den az olmamak kaydıyla yoklama yapılabilecektir. İdarece yapılan bu yoklamalar sonucu tespit edilen günlük hasılat tutarları ortalamasından hareketle aylık hasılat tutarı hesaplanacaktır. Bu şekilde tespit edilen aylık hasılat tutarlarının toplamı, tespit yapılan ay sayısına bölünmek suretiyle aylık ortalama hasılat tutarı belirlenecek, bu tutar faaliyette bulunulan ay sayısı ile çarpılmak suretiyle mükelleflerin ilgili takvim yılı hasılatları tespit edilecektir.
Bu şekilde tespit edilen hasılat tutarları ile;
- Bilanço esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait gelir tablosunda yer alan brüt satış tutarı,
- İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait işletme hesap özetinde yer alan dönem içinde elde edilen hasılat tutarı,
- Serbest meslek kazanç defteri tutanlar için ilgili takvim yılına ait serbest meslek kazanç bildiriminde yer alan gayrisafi hasılat tutarı,
arasındaki fark %20’den fazla olan mükellefler Vergi Usul Kanunu’nun 370. maddesi kapsamında izaha davet edilecektir.
Yukarıdaki hükümler, 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Hizmet erbabına pay senedi verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde ücret istisnası getirilmiştir:
7524 sayılı Kanunla, GVK’nın mülga 17. maddesi yeniden düzenlenerek, bazı hizmet erbabına pay senedi verilmek suretiyle sağlanan menfaatler ücret istisnası kapsamına alınmıştır.
Buna göre Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna olarak dikkate alınacaktır.
Hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin;
- İktisap tarihinden itibaren 3 tam yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin tamamı,
- 4 ila 6 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %75’i,
- 7 ila 12 yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %25’i,
vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.
Bu şekilde istisna nedeniyle zamanında alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay senetlerinin hizmet erbabı tarafından elden çıkarıldığı tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacaktır.
Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Yatırım Fon ve Ortaklıklarının Portföy İşletmeciliği Kazanç İstisnası Şarta Bağlanmıştır:
KVK’nun “İstisnalar” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, Türkiye’de kurulu yatırım fon ve ortaklıklarının portföy işletmeciliği kazançlarına ilişkin istisna hükmü yer almaktadır.
7524 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle; taşınmazlara yatırım yapan fon ve ortaklıkların söz konusu istisnadan yararlanabilmeleri, ticari mal niteliğinde olanlar dahil sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların %50’sinin ortaklarına kâr payı olarak dağıtılması şartına bağlanmıştır.
Buna göre (d) bendindeki istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik yatırım fonlan hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen 2. ayın sonuna kadar kâr payı olarak dağıtılması şarttır.
Bu süre içerisinde belirtilen orana kadar kârın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacaktır.
Kanun’un gerekçesine göre “taşınmaz kazançları” ibaresinden; taşınmaz alım satım kazançları, kira gelirleri, taşınmaza dayalı hakların devir ve temlikinden elde edilen kazançlar, taşınmaz inşaat projelerinden elde edilen gelirler, taşınmaz işletme gelirleri gibi doğrudan taşınmazlardan elde edilen gelir ve kazançların anlaşılması gerekmektedir.
Kâr dağıtımına konu kazanç bahse konu taşınmazlardan elde edilen kazançlara yönelik olup bu gelirler dışındaki kazançların dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır. Kâr dağıtım şartının sağlanmaması durumunda taşınmaz gelirleri dahil diğer tüm gelirler için istisnadan yararlanılamayacaktır.
Faaliyet alanı gereği portföyüne veya aktifine taşınmaz dahil edemeyen ve inşaat projeleri yapamayan fon ve ortaklıkların bahse konu gelirleri bulunmayacağından, bu fon ve ortaklıklar için kâr dağıtımı şartı aranmayacaktır.
Ayrıca Kanun’un aynı maddesi ile KVK’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde (İştirak kazancı istisnası) de değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle, kâr dağıtım şartını sağlamayan ve bu nedenle istisnadan faydalanamayan yatırım fon ve ortaklıklarından kâr payı elde eden kurumların, iştirak kazançları istisnasından faydalanabilmesine imkân sağlanmıştır.
Yukarıdaki düzenlemeler, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- E-ticaret platformları aracılığıyla gerçekleşen ödemeler vergi kesintisi kapsamına alınmıştır:
7524 sayılı Kanunla GVK’nın “Vergi tevkifatı” başlıklı 94. maddesine yeni bent eklenerek, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler tevkifat kapsamına alınmıştır.
Ayrıca, maddede yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlarına ilişkin gerçek kişilere yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanı’nca belirlenen sektör ve faaliyet konuları dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılabilecektir.
Yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak; KVK’nun “Vergi kesintisi” başlıklı 15. maddesine yeni bir bent eklenmiştir. Buna göre, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler tevkifat kapsamına alınmıştır.
Aynı şekilde KVK’nun “Dar mükellefiyette vergi kesintisi” başlıklı 30. maddesine de yeni bir hüküm eklenmiştir. Buna göre, 6563 sayılı Kanun kapsamında, elektronik ticaret pazar yerlerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarının mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkur Kanun hükümlerine göre faaliyet gösteren ve Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunan dar mükellef hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına faaliyetleri dolayısıyla yaptıkları ödemeler vergi kesintisi kapsamına alınmıştır.
Ayrıca, KVK’nun 15 ve 30. maddelerinde yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlarına ilişkin tam ve dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanı’nca belirlenen sektör ve faaliyet konuları dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılabilecektir.
Yukarıdaki hükümler, 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Yap işlet ve devret modeli ile kamu özel iş birliği projeleri kapsamında elde edilen kazançlara uygulanacak kurumlar vergisi oranı %30’a çıkarılmıştır:
7524 sayılı Kanunla, KVK’nun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Buna göre 3996 sayılı Kanun (Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun) ve 6428 sayılı Kanun (Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun) kapsamında faaliyet gösteren kurumların kazançlarına uygulanan kurumlar vergisi oranı %25’ten %30’a çıkarılmıştır.
7524 sayılı Kanun’un gerekçesinde, bu düzenleme ile anılan kurumların münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlara değil tüm faaliyet kazançlarına %30 uranının uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, bu hükmün söz konusu Kanunlara göre düzenlenen sözleşmelere doğrudan taraf olan kurumlar için geçerli olacağı, taşeron sözleşmeleriyle alt yüklenicilerin bu kapsamda yürüttükleri faaliyetlerden elde ettikleri kazançlara uygulanan kurumlar vergisi oranında herhangi bir değişikliğe neden olmayacağı ifade edilmiştir.
Bu hüküm, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara uygulanacaktır. Özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlar için geçerli olacaktır.
- Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi Uygulaması İhdas Edilmiştir:
7524 sayılı Kanunla KVK’na 32/C maddesi eklenerek yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması ihdas edilmiştir.
Buna göre KVK’nun 32 ve 32/A maddeleri kapsamında belirlenen kurumlar vergisi oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan az olamayacaktır.
İlgili maddede ayrıca yurt içi asgari kurumlar vergisi hesaplanırken yukarıda belirtilen kurum kazancından düşülecek istisna ve indirimler de aşağıdaki şekilde sayılmıştır:
- Tam mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları istisnası,
- Emisyon primi kazanç istisnası,
- Sahip olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında (d) bendinde sayılan yatırım fon ve ortaklıklarının istisna kazançları,
- Risturn istisnası,
- Finansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna,
- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna,
- 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu kapsamındaki kazanç istisnası,
- Girişim sermayesi fonu indirimi,
- Korumalı işyeri indirimi,
- Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki kazanç istisnası ile kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilen Ar-Ge ve tasarım indirimleri,
Ayrıca,
– Payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına uygulanan iki puan indirim,
– İhracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına uygulanan beş puan indirim ve
– Sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların münhasıran üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarına uygulanan bir puan indirim,
nedeniyle ödenmeyen vergi ile 2 Ağustos 2024 tarihinden önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınan teşvik belgeleri kapsamındaki yatırıma katkı tutarları ile sınırlı olmak üzere, mükelleflerin kendi beyannameleri üzerinde Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesi hükmüne istinaden indirimli kurumlar vergisi uygulaması nedeniyle ödemedikleri kurumlar vergisi asgari vergi hesaplaması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisinden düşülebilecektir.
Üzerinden %10 kurumlar vergisi hesaplanacak kurum kazancı olarak; ticari bilanço kârına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin (KKEG) eklenmesi ve yukarıda sayılan istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar dikkate alınacaktır.
Yurt içi asgari kurumlar vergisi hükmü geçici vergi dönemleri için de uygulanacak, ilk defa faaliyete başlayan kurumlar hakkında faaliyete başlanılan hesap döneminden itibaren üç hesap dönemi boyunca uygulanmayacaktır.
Bu hüküm, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara uygulanacaktır. Özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlar için geçerli olacaktır.
- Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi Uygulaması İhdas Edilmiştir:
7524 sayılı Kanun’un 37 ilâ 50. maddelerinde yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Kısaca; nihai ana işletmesinin konsolide finansal tablosundaki yıllık konsolide hasılatı, gelirin raporlandığı hesap döneminden önceki 4 hesap döneminin en az ikisinde 750 milyon Avro karşılığı Türk lirası sınırını geçen çok uluslu işletme gruplarının bağlı işletmelerinin ilgili hesap dönemindeki kazançları, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine tabi olacaktır.
Bu Kanunla KVK’na eklenen Geçici 17. Madde ile bu konuya ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre;
2026 hesap dönemi sonuna kadar (hesap döneminin son günü 30/6/2028 tarihini geçenler hariç) bir ülkedeki yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi aşağıdaki şartların herhangi birinin sağlanması durumunda sıfır olarak kabul edilir.
1) 24/2/2020 tarihli ve 2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında düzenlenen ülke bazlı rapor ile ilgili ülke mevzuatı uyarınca hazırlanan benzer nitelikteki ülke bazlı raporlarda toplam hasılatın 10 milyon avro karşılığı Türk lirasından ve vergi öncesi kârın 1 milyon avro karşılığı Türk lirasından az olması,
2) Çok uluslu işletme grubunun uluslararası kabul görmüş finansal muhasebe standartlarına göre hesaplanan ülke bazlı kurumlar vergisi ve benzer nitelikteki vergilerinin toplamının, (e) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında düzenlenen ülke bazlı raporlardaki vergi öncesi kârlara bölünmesi suretiyle hesaplanan vergi yükünün; 2024 hesap dönemi için %15, 2025 hesap dönemi için %16 ve 2026 hesap dönemi için %17 oranlarına eşit veya daha fazla olması,
3) Çok uluslu işletme grubunun, (1) numaralı alt bent kapsamında düzenlenen ülke bazlı raporlarındaki vergi öncesi kârının; bunların çalışanlarının brüt ücretleri ile maddi duran varlıklarının net defter değerinin, (a) bendi kapsamında ilgili yıl için hesaplanacak oranla çarpılan tutarların toplamına eşit veya bu tutardan daha az olması.
Çokuluslu işletme grubunun nihai ana işletmesinin bulunduğu ülkede en az %20 oranında kurumlar vergisi uygulanması durumunda, o ülke için yetersiz vergilendirilen ödemeler esası kapsamında hesaplanan tamamlayıcı vergi, geçiş dönemi boyunca her bir hesap dönemi için sıfır olarak kabul edilir. Bu bentte geçen geçiş dönemi ibaresi, 31/12/2025 tarihinden önce başlayan (bu tarih dahil) ve 31/12/2026 tarihi itibarıyla sona eren hesap dönemlerini ifade eder.
Yukarıda belirtilen şartları birlikte sağlayan bir çokuluslu işletme grubu, ilgili ülke için bahsi geçen bentlerde yer alan uygulamalardan herhangi birini tercih edebilir.
- VERGİ USUL KANUNU’NDA GERÇEKLEŞTİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER
- Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları Artırılmıştır:
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının caydırıcılığını artırmak için hem daha yüksek tutarlar belirlenmiş hem de tekrarında cezalar artırımlı olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Vergi Usul Kanununun “Usulsüzlük Dereceleri ve Cezaları” başlıklı 352 nci maddesinde yapılan değişiklikle usulsüzlük cezaları artırılmıştır: Yeni Ceza Tutarları aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Mükellef Grupları |
Birinci derece usulsüzlük cezası |
İkinci derece usulsüzlük cezası |
||
Eski |
Yeni |
Eski |
Yeni |
|
Sermaye şirketleri |
1.100 TL |
20.000 TL |
580 TL |
10.000 TL |
Sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar ve serbest meslek erbabı |
660 TL |
10.000 TL |
330 TL |
5.000 TL |
İkinci sınıf tüccarlar |
330 TL |
5.000 TL |
150 TL |
3.500 TL |
Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar |
150 TL |
3.500 TL |
87 TL |
2.250 TL |
Kazancı basit usulde tespit edilenler |
87 TL |
2.250 TL |
40 TL |
1.500 TL |
Gelir Vergisinden muaf esnaf |
40 TL |
1.500 TL |
23 TL |
1.000 TL |
Vergi Usul Kanununun “Özel Usulsüzlükler ve Cezaları” başlıklı 353 üçüncü maddesinde yapılan değişiklikle özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır.
Ayrıca, yapılan düzenlemeyle, bir takvim yılı içerisinde mezkûr Kanunun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentleri uyarınca birden fazla özel usulsüzlük cezası kesilmesi durumunda caydırıcılığı artırmak amacıyla artan ceza uygulaması getirilmiştir.
Vergi Usul Kanununa göre düzenlenmesi gereken belgeler yerine Kanunda yer almayan belgelerin düzenlenmesi durumunda kesilecek cezalar artırımlı olarak uygulanacaktır.
Ayrıca bu belgeleri almak zorunda olanlara da ceza kesilmesi yönünde düzenleme yapılmış, ancak, 5 iş günü içinde belge düzenlenmediğini idareye bildiren alıcılara ceza kesilmeyeceği düzenlenmiştir.
ÖZEL USULSÜZLÜK FİİLLERİ |
Eski |
Yeni |
Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu verilmemesi, alınmaması |
3.400 TL |
1. Tespit – 10.000 TL |
2. Tespit – 20.000 TL |
||
3. Tespit – 30.000 TL |
||
4. Tespit – 40.000 TL |
||
5. Tespit – 50.000 TL |
||
6. ve Sonraki Tespitler – 100.000 TL |
||
Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek toplam ceza tutarı |
1.700.000 TL |
10.000.000 TL |
Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenleme zorunluluğu getirilen belgelerin düzenlenmemesi, kullanılmaması veya bulundurulmaması |
3.400 TL |
1. Tespit – 10.000 TL |
2. Tespit – 20.000 TL |
||
3. Tespit – 30.000 TL |
||
4. Tespit – 40.000 TL |
||
5. Tespit – 50.000 TL |
||
6. ve Sonraki Tespitler – 100.000 TL |
||
Her bir belge nevine ilişkin olarak her bir tespit için azami ceza tutarı |
170.000 TL |
1.000.000 TL |
Her bir belge nevine ilişkin bir takvim yılı içinde kesilecek azami ceza tutarı |
1.700.000 TL |
10.000.000 TL |
Hazine ve Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; bulundurulmaması, günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ve levha bulundurma, asma mecburiyetine uyulmaması |
1.700 TL |
1.700 TL |
Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara uyulmaması |
40.000 TL |
65.000 TL |
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılma zorunluluğu getirilen vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara her bir işlem için |
2.000 TL |
2.000 TL |
Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine |
6.600 TL |
6.600 TL |
Bir takvim yılı içinde kesilecek azami ceza tutarı |
1.300.000 TL |
1.300.000 TL |
4358 sayılı Kanun uyarınca vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri, belirlenen standartlarda ve zamanda yerine getirmeyenlere |
8.700 TL |
8.700 TL |
Vergi Usul Kanunu’nun 127. maddenin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığı’nın özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına |
6.600 TL |
15.000 TL |
Tasdik raporu ibraz koşulunu yerine getirmeyenlere |
|
|
Alt sınır |
230.000 TL |
230.000 TL |
Üst sınır |
2.300.000 TL |
2.300.000 TL |
Vergi Usul Kanununun “Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, mükerrer 242, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza” başlıklı mükerrer 355 inci maddesinde değişiklikle, bu madde kapsamında kesilen özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır:
Ayrıca,
- Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların bilgi değişimi hükümleri kapsamında bilgi toplanmasını amaçlayan bir düzenleme olan 213 sayılı Kanunun 152/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi amacıyla madde hükmüne ekleme yapılmıştır.
- Elektronik ticaretin yanı sıra internet dâhil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kendisine bilgi verme yükümlülüğü getirilenlerin, bu yükümlülüklerine ilişkin olarak bildirimde bulunmamaları ya da bildirimlerini eksik veya yanıltıcı bir şekilde yapmaları durumunda uygulanması gereken özel usulsüzlük cezasının, bu mükelleflerin ekonomik ve ticari büyüklükleri ile orantılı olması düzenlenmiştir.
- Tevsik zorunluluğu kapsamında olup da bu zorunluluğa uymayanlara uygulanan özel usulsüzlük cezasının artırılması ve bu zorunluluğa uymadan ödeme yapanların, durumu beş iş günü içerisinde idarenin bilgisine girmeden bildirmesi durumunda bu kimselere ceza kesilmemesi düzenlenmiştir.
- Mükelleflerin mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatlarının, kendi adına kayıtlı hesaplar yerine, başka kişiler adına kayıtlı hesaplar aracılığıyla yapılması durumunda, başkalarının hesabını kullanan ve kendi hesabını kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüştür. Kişiler adına kayıtlı hesap olmaksızın isim, kimlik numarası ve benzeri yöntemler aracılığıyla yapılan tahsilatlar için de aynı ceza uygulanacaktır.
- Mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılarak yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlarave bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara özel usulsüzlük cezası getirilmiştir.
- Anayasa Mahkemesi Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin teminat tahakkuku ve tahakkuk eden teminatın gecikme zammı tatbik edilerek mükelleften takip ve tahsilinin düzenlendiği üçüncü fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri ile dördüncü fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümlelerinin iptallerine karar vermiştir. Bu çerçevede Kanun hükmü gereğince istenilen teminatı vermeyenlere veya tamamlamayanlara ceza uygulaması getirilmiştir.
- Vergi güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanılma zorunluluğu getirilen cihaz ve sistemler ile nitelikleri belirlenen ya da onaylanan elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri üreten, ithal eden, bu cihazlara çeşitli hizmetler veren ödeme kaydedici cihaz üreticisi veya ithalatçıları ile bu cihazlara ilişkin hizmet veren güvenli servis sağlayıcıları, bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, şarj ağı işletme lisansı sahipleri ve elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilenler ile sipariş, satış, muhasebe, stok takip vb. programları kullandıran, teslim eden veya satan mükelleflere ilişkin olarak bunlar tarafından yapılması, yapılmaması ya da yerine getirilmesi gereken hususlara aykırı davrananlara, bunların ekonomik ve ticari büyüklüklerine uygun olacak şekilde özel usulsüzlük cezası kesilmesi için düzenleme yapılmıştır.
- Tek bir fiilin, Kanunun mükerrer 355 inci maddesinde yer alan özel usulsüzlük cezasını istilzam eden birden fazla cezayı gerektirmesi halinde bu cezalardan en ağırının kesilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
ÖZEL USULSÜZLÜK FİİLLERİ |
CEZA KESİLEN MÜKELLEF |
ESKİ |
YENİ |
|
Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mük. 257. Madde hükmüne uymayanlar için ceza |
Birinci sınıf tüccar-serbest meslek erbabı |
11.800 TL |
20.000 TL |
|
İkinci sınıf tüccar, defter tutan çiftçi, basit usul |
5.800 TL |
10.000 TL |
||
Yukarıdakilerin dışında kalanlar |
3.000 TL |
5.000 TL |
||
E-tebligata ilişkin hükümlere uymama |
Birinci sınıf tüccar-serbest meslek erbabı |
6.900 TL |
6.900 TL |
|
İkinci sınıf tüccar, defter tutan çiftçi, basit usul |
3.400 TL |
3.400 TL |
||
Yukarıdakilerin dışında kalanlar |
1.800 TL |
1.800 TL |
||
Aracı hizmet sağlayıcılara ilişkin bildirim, bilgi, muhafaza ve ibraz zorunluluğuna uymama |
Birinci sınıf tüccar-serbest meslek erbabı |
59.000 TL |
20.000 TL |
|
İkinci sınıf tüccar, defter tutan çiftçi, basit usul |
29.000 TL |
10.000 TL |
||
Yukarıdakilerin dışında kalanlar |
6.000 TL |
5.000 TL |
||
Üst sınır |
— |
10.000.000 TL |
||
Mükerrer 257 nci maddenin birinci fıkrasının (8) ve (10) numaralı bentleri uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara (Petrol, LPG ve araç ticaretine ilişkin teminat verme hükümlerine uymama ) |
Genel Oran |
Brüt satışlar toplamının binde 3’ü |
Brüt satışlar toplamının binde 3’ü |
|
Alt sınır |
118.000 TL |
200.000 TL |
||
Üst sınır |
4.400.000 TL |
10.000.000 TL |
||
Gerçek faydalanıcı bilgisine ilişkin yükümlülüklere uymamak |
|
35.400 TL |
60.000 TL |
|
Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymama |
Genel Oran |
Tutarın % 5’i |
Tutarın % 10’u |
|
Üst sınır |
8.700.000 TL |
20.000.000 TL |
||
Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin para transferlerinin, başkasına ait hesaplara yapılması |
İşleme konu tutarın %10’u. Asgari ceza tutarları (ceza kesilen mükellefe göre) 20.000, 10.000, 5.000 TL, Azami 20.000.000 TL |
|||
Başkasına Ait POS Cihazı Kullanımı |
Ceza kesilen mükellefe göre 20.000, 10.000, 5.000 TL tutarlarının 3 katı, (sırasıyla 60.000, 30.000, 15.000 TL) Azami 20.000.000 TL |
|||
153/A maddesine göre istenilen teminatın verilmemesi |
Sahte belgede yer alan tutarın %10’u. Asgari ceza tutarı 690.000 TL, Azami 10.000.000 TL |
|||
ÖKC ve POS cihazları ile ilgili Bakanlık düzenlemelerine uymayanlara |
200.000 TL, bir takvim yılında kesilecek azami ceza tutarı 20.000.000 TL |
Bu hükümler, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır:
7524 sayılı Kanunla vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. Bu değişiklik kapsamında, vergi aslına ilişkin hükümler Kanun’un ilgili maddelerinden çıkarılmak suretiyle gerekli değişiklikler de yapılmıştır.
Vergi aslında uzlaşmanın kaldırılmasına bağlı olarak;
VUK’nun 112 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi; uzlaşılan vergi miktarına, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanır.” cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
VUK’nun 376 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi olan “Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi cezalarının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i indirilir” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca 7524 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle mevcut uzlaşma başvurularının VUK’un değiştirilmeden önceki hükümlerine göre sonuçlandırılması sağlanmaktadır. Buna göre 2 Ağustos 2024 tarihinden önce;
– Uzlaşma talep edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş,
– Uzlaşma günü verilmiş ancak uzlaşma görüşmesi yapılmamış ya da
– Çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş veya
– Uzlaşma talep süresi geçmemiş,
olan vergi ve cezalara ilişkin 7524 sayılı Kanun’la değişmeden önce geçerli olan hükümler uygulanacaktır.
Yukarıdaki düzenlemeler, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Kıymetli Madenler Borsa Rayicine göre değerlenecektir:
VUK’nun 263. maddesinde değerleme ölçülerinden biri olan borsa rayici tanımlanmaktadır. Buna göre borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerin ortalama değerlerini ifade etmektedir.
7524 sayılı Kanunla yukarıdaki hükümde yer alan “ticaret” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kıymetli madenler” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle kıymetli madenler borsasında işlem gören kıymetli madenlerin değerleme işlemlerinde değerleme ölçüsü olarak borsa rayicinin kullanılabilmesi sağlanmıştır.
Diğer taraftan 7524 sayılı Kanunla VUK’a 274/A maddesi eklenmiştir. Bu madde uyarınca altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerlenecektir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacaktır.
Buna göre kıymetli maden üretim ve alım-satımı ile iştigal eden mükelleflerin aktiflerinde ticari mal olarak kayıtlı olanlar hariç olmak üzere, mükelleflerin aktiflerinde tasarruf amacıyla tutmuş oldukları kıymetli madenler ile kıymetli maden ile olan alacak ve borçlar borsa rayiciyle değerlenecektir.
Dolayısıyla kıymetli madenlere dayalı fiziki ya da kaydi olarak açılan mevduat hesapları ile kredi hesapları da borsa rayici ile değerlenecektir. Ayrıca, kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacaktır.
Bunun yanı sıra, kıymetli madenlere dayalı olarak açılan mevduat hesapları ile kredi hesaplarından kaynaklı alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak, mevcut uygulamada olduğu gibi VUK’un 280, 281 ve 285. maddelerinde (Alacak ve borçların değerlenmesi ve reeskont) yer alan hükümler geçerli olacaktır.
Yukarıdaki düzenlemeler, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Teminat uygulaması maddesinde değişiklikler yapılmıştır:
VUK’un 153/A maddesinin üçüncü ve müteakip fıkralarında; verilen sürede teminat yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde istenilen teminat tutarının teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmesi ve bu alacağa gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsiline yönelik hükümler yer almaktaydı. Anayasa Mahkemesi tarafından bu düzenlemeler iptal edilmişti.
7524 sayılı Kanunla Anayasa Mahkemesinin iptal kararında yer alan gerekçeler de dikkate alınarak söz konusu maddede değişiklikler yapılmıştır.
Yapılan düzenleme ile;
– Madde kapsamındaki mükelleflerden istenilecek teminatın üst sınırı belirlenmiş (10 milyon Türk lirası),
– Üçüncü ve dördüncü fıkralar kapsamında istenilen teminatın verilme süresi 30 günden 60 güne çıkarılmış,
– Üçüncü fıkra kapsamında yükümlülüklerini öngörülen şekilde yerine getiren mükelleflere teminatın iade edilmesi ve birinci fıkrada sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibari ile tahakkuk etmiş tüm vergi borçlarından sorumlu olmamaları sağlanmıştır.
Yukarıdaki hükümler, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Vergi dairesinin bilgisi dışında ticari, zirai ve mesleki faaliyette bulunanlara % 50 artırımlı vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.
Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinde hangi fiillere ne kadar vergi ziyaı cezası kesileceğine ilişkin hüküm yer almaktadır.
7524 sayılı Kanunla söz konusu maddeye yeni bir fıkra eklenmiştir. Buna göre mükellefiyet tesis ettirilmesi gerektiği halde bu zorunluluğa uyulmaksızın vergi dairesinin ıttılaı dışında ticari, zirai veya mesleki faaliyette bulunmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda, birinci, ikinci ve üçüncü fıkralara göre kesilecek vergi ziyaı cezası %50 artırılarak uygulanacaktır. Bir başka deyişle yukarıdaki fiiller nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda vergi ziyaı cezası; verginin 1 katı olarak kesilecek cezalarda 1,5 kat, verginin 3 katı olarak kesilecek cezalarda 4,5 kat olarak uygulanacaktır.
Aynı vergi türü ve dönemine ilişkin daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım hükmü tatbik edilecektir.
Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- KDV KANUNU’NDA GERÇEKLEŞTİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER
- Beş yıldan fazla devreden KDV indirilemeyecek ve incelemeye bağlı gider kaydedilecek:
KDV Kanunu’nun 30. maddesinde hesaplanan KDV’den indirilemeyecek katma değer vergileri sayılmaktadır. Aynı Kanun’un 58. maddesinde ise mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV’nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır.
7524 sayılı Kanunla KDV Kanunu’nun 30. maddesine, beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin indirilemeyeceğine ilişkin hüküm eklenmiştir.
Ayrıca, KDV Kanunu’nun 58. maddesine yeni fıkralar eklenmiştir. Bu hükümlerle, beş takvim yılı veya daha fazla süreyle devreden KDV tutarlarının, indirim KDV hesaplarından çıkarılarak özel bir hesaba alınması, mükellefin talebine bağlı olarak yapılacak vergi incelemesi sonucuna göre de gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınması imkânı sağlanmıştır.
Buna göre özel hesaba alınan sonraki döneme devreden KDV’nin, 3 yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Bu suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamayacaktır.
Bu düzenlemeler, 1 Ocak 2030 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- KDV iade yöntemi olarak vergi incelemesi esas alınacaktır:
7524 sayılı Kanunla KDV Kanunu’nun “Yetki” başlıklı 36. maddesine “Bu Kanun hükümleri uyarınca iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi esastır.” cümlesi eklenmiştir.
Bu düzenlemeyle, KDV iadesinin esas itibarıyla vergi inceleme sonucuna göre yerine getirileceği hüküm altına alınmış ancak mükelleflerin vergiye uyum seviyelerine göre Bakanlığa YMM raporu veya herhangi bir rapor almadan iade yöntemlerini belirleme konusunda yetki verilmiştir.
Bu hüküm, 1 Eylül 2024 tarihinde (yayımını izleyen ayın başında) yürürlüğe girecektir.
- Devir alınan kurumların, Devreden KDV’lerinin indiriminde vergi incelemesi şartı getirilmiştir:
KDV Kanunu’nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) bendinin parantez içi hükmü uyarınca; şirketlerin birleşme, devir ve bölünme işlemleri dolayısıyla faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından indirim konusu yapılabilmekteydi.
7524 sayılı Kanunla faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerin bünyesinde bulunan söz konusu sonraki döneme devreden KDV tutarlarının devralan şirkette indirilecek KDV olarak kullanılabilmesi için, bu KDV’nin doğruluğuna ilişkin gerekli incelemenin yapılması şartı getirilmiştir. İnceleme sonucuna göre indirim hakkı verilecektir. Bu incelemeler Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın yapılabilecektir.
İlgili düzenleme, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- Liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerde KDV istisnasına tabi deniz ve hava taşıma araçları tanımı daraltılmıştır.
KDV Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğuna dair hüküm yer almaktadır.
7524 sayılı Kanunla söz konusu bende; gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatların, deniz taşıma aracı olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin hükmün eklenmiştir.
Bu hüküm 1 Eylül 2024 tarihinde (yayımını izleyen ayın başında) yürürlüğe girecektir.
- İthalat istisnasında düzenleme yapılmıştır:
KDV Kanunu’nun 16. maddesinde ithalat istisnasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Buna göre ulusal güvenlik kuruluşlarına milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için yapılan teslim ve hizmetler ile engellilerin eğitimleri, meslekleri ve günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programlarının teslimi KDV’den istisna olmakta bu malların yurt içi teslimlerinde uygulanan mevcut istisnalar aynı şekilde söz konusu malların ithalatında da uygulanmaktaydı.
Ancak 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesi uyarınca ithal edilecek bazı mallar ile taşıt araçları bakımından ithalatta ilave bir istisna uygulanması, bu malların ithalatını teşvik edici, yurt içi alımlarını ise caydırıcı mahiyetteydi.
Bu nedenle, 7524 sayılı Kanunla KDV Kanununun 16. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik yapılarak yurt içinde teslimleri KDV istisnası kapsamında olmayan eşyaların ulusal güvenlik kuruluşlarınca ithalatı ile engellilerin kullanımına mahsus eşyalardan yurt içinde teslimleri KDV istisnası kapsamında olmayanların ithalatı, anılan bentde düzenlenen “KDV İthalat İstisnası” kapsamından çıkartılmıştır.
Diğer yandan söz konusu eşyalardan yurtiçinde teslimleri KDV’den istisna edilmiş olanlarının ithali durumunda, bu eşyalara KDV Kanununun 16. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen “KDV İthalat İstisnası” uygulanmaya devam edilecektir.
İlgili düzenleme, 1 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Yabancı kurumlarca deprem bölgesinde yaptırılacak bazı inşaatlar dolayısıyla bu kurumlara yapılan teslim ve hizmetlerde KDV istisnası getirilmiştir:
7524 sayılı Kanunla KDV Kanunu’na geçici 45. madde eklenmiştir.
Buna göre 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren yapılan teslim ve hizmetler 31 Aralık 2025 tarihine kadar KDV’den istisna olacaktır.
Aynı yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimleri de 31 Aralık 2025 tarihine kadar KDV’den istisna edilecektir.
Ayrıca bu kapsamdaki işlemler nedeniyle yüklenilen verginin indirim ve iadesi de mümkün bulunmaktadır.
Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- ÖTV KANUNU’NDA GERÇEKLEŞTİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER
- Bazı Malların Yurt İçi Teslimleri ve İthalatı arasındaki ÖTV İstisnası farklılığı giderilmiştir:
ÖTV Kanunu’nun “Diğer istisnalar” başlıklı 7. Maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde değişiklik yapılmıştır.
4760 sayılı ÖTV Kanunu kapsamındaki malların yurt içi teslimlerinde uygulanan mevcut istisnalar aynı şekilde söz konusu malların ithalatında da uygulanmaktadır. Ancak 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesi çerçevesinde ulusal güvenlik kuruluşlarının ithal edeceği bazı mallar bakımından ithalatta ilave bir istisna uygulanması, bu malların ithalatım teşvik edici, yurt içi alımlarını ise caydırıcı mahiyettedir. Yapılan düzenleme ile söz konusu malların yurt içi teslimi ve ithalatında oluşan ÖTV uygulaması farklılıkların giderilmiş, belirtilen malların ithalat ve yurt içi alımlardaki mevzuat hükümlerinin birbiriyle uyumlu hale getirilmesi sağlanmıştır.
İlgili hüküm, 1 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Cumhurbaşkanı’nın, bazı tütün mamullerinden alınan maktu vergiye ilişkin artırım yetkisi düzenlenmiştir:
ÖTV Kanunu’nun 12. maddesinde ÖTV oran ve tutarları ile bunların belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı’na verilen yetkiler hüküm altına alınmıştır.
Bu Kanun ile söz konusu maddenin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “tutarın %20’sine tekabül eden” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Bu değişiklikle; ÖTV Kanunu’na ekli (III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan bazı tütün mamullerinden alınmakta olan maktu vergi tutarına ilişkin asgari maktu vergi tutarının %20’sine kadar olan sınırlama kaldırılmış, birim ambalajda bulunan mamul için alınacak asgari maktu vergi tutarı kadar maktu vergi alınabilmesi konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki verilmiş olmaktadır.
Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
- DİĞER KANUNLARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
- Serbest Bölgeler Kanunu’nda Yapılan Değişiklik
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin ilk cümlesinde, serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olduğuna dair hüküm yer almaktaydı.
7524 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle yukarıdaki maddede yer alan “imal ettikleri ürünlerin” ibaresi “imal ettikleri ürünlerin yurt dışına” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişiklikle, serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan kurumların imal ettikleri ürünleri münhasıran yurt dışına satmalarından (ihracattan) elde ettikleri kazançların istisna olması, yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan istisnanın ise kaldırılması sağlanmıştır.
Bu hüküm, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun’da gerçekleştirilen değişiklik
5597 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına 150 TL harç alınmaktaydı.
7524 sayılı Kanunla yurt dışına çıkış harcı 150 TL’den 500 TL’ye çıkarılmıştır. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacaktır.
Ayrıca her yılın Ocak ayının 10. günü sonuna kadar yapılan yurt dışına çıkışlarda, bir önceki yılda o yılın sonu itibarıyla geçerli tutar üzerinden harç ödemiş olanların bu ödemelerinin geçerli kabul edilecektir.
Bu hüküm, 12 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da (6183 Sayılı Kanun) Yapılan Değişiklik
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemelerde de “Borcu yoktur belgesi” aranılması yönünde Hazine ve Maliye Bakanına yetki verilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
Kanun’un yayım tarihinde (2 Ağustos 2024) yürürlüğe girmiştir.
7524 sayılı Kanun’a ulaşmak için tıklayınız…