Varlık barışı, hasılat esaslı kazanç ve yurt dışına çıkış harcına ilişkin düzenlemeleri içeren 7186 sayılı Kanun Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Sayı: 2019/57
Konu: Varlık barışı, hasılat esaslı kazanç ve yurt dışına çıkış harcına ilişkin düzenlemeleri içeren 7186 sayılı Kanun Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Varlık barışı, hasılat esaslı kazanç, yurt dışı çıkış harcı ve yerli elektrikli araç üreticilerine vergisel destek konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki veren düzenlemelerin yer aldığı 7186 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, 19.07.2019 tarihli mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte toplam 35 maddeden oluşan söz konusu Kanun’da aşağıdaki vergi düzenlemelerine yer verilmiştir:
- Hasılat esaslı vergileme,
- Varlık barışı uygulaması,
- Tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen kredilerin değersiz alacak sayılması,
- Elektrik motorlu otomotiv üretilmesi/tercih edilmesinin vergisel yönden desteklenmesi,
- Yurt dışı çıkış harcının artırılması,
- Finansal yeniden yapılandırma düzenlemesinde vergi istisnaları,
- Faktoring şirketleri tarafından ayırılan özel karşılık tutarının gider olarak dikkate alınabilmesi,
1. Hasılat esaslı kazanç tespiti
Hatırlanacağı üzere, “hasılat esaslı vergileme” ilk olarak 06.04.2018 tarihinde yayımlanan 7104 sayılı Kanun’un 12’nci maddesiyle, KDV Kanunun mülga 38’inci maddesi yeniden düzenlenerek küçük ölçekli mükelleflere yönelik olarak getirilmiştir. Bu hükümden faydalanan KDV mükellefleri, hasılatları üzerinden belirlenen oranda KDV beyan edip ödeyerek yükümlülüklerini yerine getirmektedir.
Bu Kanun’un 1’inci maddesiyle benzer bir düzenlemenin küçük ölçekli bazı mükelleflere yönelik olarak kazanç üzerinden alınan vergilerde de uygulanması öngörülmektedir.
Buna göre; şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin, talep etmeleri hâlinde söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’u, bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak dikkate alınacaktır.
KDV Kanunu kapsamında hasılat esaslı vergileme usulüne göre vergilendirilenler de hesapladıkları KDV dahil tutarın %10’unu vergiye tabi kazanç olarak dikkate alabileceklerdir.
Kazancı bu şekilde tespit edilen mükelleflerin ilgili faaliyete ilişkin yapmış oldukları giderler dikkate alınmayacak, herhangi bir istisna veya indirim uygulanmayacaktır. Kapsama giren kazançlar dışındaki beyana tabi kazanç ve iratlar için bu usul geçerli olmayacaktır. Ayrıca hasılat esaslı kazanç kapsamına giren mükelleflerin 2 yıl geçmedikçe bu usulden dönmeleri mümkün değildir.
Vergi Usul Kanunu’nun 353’üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uyarınca bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu madde hükümlerinden yararlanamayacaklardır.
2. Varlık Barışı
Varlık barışı düzenlemesi son olarak 18.05.2019 tarihinde yayımlanan 7143 sayılı Kanun ile getirilmişti. Bu Kanunun 2’nci maddesiyle, yeni bir varlık barışı düzenlemesi getirilmektedir.
Yeni varlık barışı kapsam açısından önceki benzer düzenlemelerden bazı farklılıklar göstermektedir. Ayrıca bir önceki varlık barışında beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilirken, bu düzenleme kapsamında %1 oranında vergi tarh edilmesi öngörülmektedir.
Yeni varlık barışı kapsamına;
- Yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
- Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve yurt içinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar
girmektedir. Söz konusu varlıkların, hangi tarih itibariyle sahip olunduğunun bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yeni varlık barışı kapsamına, öncekilerden farklı olarak tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların aşağıda yer alan kazançları girmemektedir:
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar,
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançlar,
- Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançlar
a) Yurt dışında bulunan varlıklar
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31.12.2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %1 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyeceklerdir.
Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
Ayrıca;
-
Bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 19.07.2019 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31.12.2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılabilecektir.
-
19.07.2019 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılabilecektir.
-
Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler ise bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
b) Yurt içinde bulunan varlıklar
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/12/2019 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilecektir.
Beyan edilen söz konusu varlıklar, 31.12.2019 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecektir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir.
Ayrıca, bu kapsamda beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması hâlinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın beyan tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilecektir.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %1 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir.
c) Ödenen verginin gider yazılamaması
Bu kapsamda ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir. Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
d) Vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması
Bu kapsamda bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.
Bu hükümden faydalanılabilmesi için; bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
3. Tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen kredilerin/alacakların değersiz alacak sayılması
Bu Kanunun 16’ncı maddesiyle, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 53’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkânı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler, Vergi Usul Kanununun 322’nci maddesi hükümleri kapsamında değersiz alacak sayılacaktır.
Benzer şekilde, yine bu Kanunun 26’ncı maddesiyle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 16’ncı maddesine eklenen 3’üncü fıkra ile özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkânı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen alacaklar, Vergi Usul Kanununun 322’nci maddesi hükümleri kapsamında değersiz alacak sayılacaktır.
4. Yerli elektrikli araç üreticilerine vergisel destek konusunda Cumhurbaşkanı’na verilen yetki
7186 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenmesi öngörülen geçici 12’nci madde ile ülkemizde elektrikli motor otomotiv markalarının üretilmesini vergisel yönden desteklemek konusunda Cumhurbaşkanı’na düzenleme yapma yetkisi verilmektedir.
5. Yurt dışına çıkış harcı
5597 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinin 1’nci fıkrasında Türkiye Cumhuriyeti pasaportu ile yurt dışına çıkış yapanlardan çıkış başına 15 TL harç alınacağına ilişkin düzenleme yer almaktaydı. 7186 sayılı Kanun’un 20’inci maddesiyle yukarıdaki “15 TL” ibaresi “50 TL” olarak değiştirilmiştir. Söz konusu düzenleme, 01.08.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
6. Finansal yeniden yapılandırma uygulaması
Bu Kanunun 17’nci maddesiyle, 5411 sayılı Bankacılık Kanununa eklenen geçici 32’nci madde ile finansal yeniden yapılandırma düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu maddeye göre yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen sözleşmeler için KDV, BSMV ve KKDF istisnası ile Kurumlar Vergisi Kanununun 5-1/(f) bendindeki ve Katma Değer Vergisi Kanununun 17-4/(r) bendindeki istisnaların uygulanması öngörülmektedir.
7. Faktoring şirketleri tarafından ayırılan özel karşılık tutarının gider olarak dikkate alınabilmesi
Hatırlanacağı üzere, 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere, 05.12.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 Sayılı Kanun ile finansal kiralama ve finansman şirketlerine, ayırdıkları özel karşılık tutarlarını gider yazmalarına imkan sağlanmış; ancak faktoring şirketleri bu kapsama dahil edilmemişti.
Bu Kanunun; 26’ncı maddesiyle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 16’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Finansal kiralama ve finansman şirketleri” ibaresi “Şirket” şeklinde değiştirilerek, faktoring şirketlerine de ayırdıkları özel karşılık tutarını, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alabilmelerine imkan tanınmıştır.
Fazlı ÇİLİNGİR
YMM, Bağımsız Denetçi