ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİNİN İNDİRİMİ VE İADE SORUNU
ÖZET
Gider Vergileri Kanunu’nun 39’uncu maddesinde düzenlenen Özel İletişim Vergisi genel olarak tek safhalı bir vergi olmakla birlikte, Özel İletişim Vergisi mükellefleri arasındaki hizmet ifalarında vergi birden fazla aşamada vergilendirilmektedir. Birden fazla
aşamada vergilendirmenin söz konusu olduğu durumlarda ise düşük oranlı ÖİV’ye tabi hizmet satan mükellefler indirim yoluyla telafi edilemeyen vergi sorunuyla karşı karşıya kalmakta ve İdarenin bu konuda henüz bir düzenleme yapmamış olması nedeniyle, mağduriyete yol açan ÖİV tutarları artarak devam etmektedir.
ANAHTAR KELİMELER: özel iletişim vergisi, indirim, iade, indirim yoluyla telafi edilemeyen vergi
1.GİRİŞ
1999 depreminden sonra geçici olarak yürürlüğe giren ancak 2005 yılından itibaren geçici vergi statüsü değiştirilerek kalıcı hale gelen Özel İletişim Vergisi 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39’uncu maddesinde düzenlenmiştir.
Özel İletişim Vergisi (ÖİV) genel olarak tek aşamada ve bir defaya mahsus alınan bir vergi olmakla birlikte, bazı mükellefler için birden fazla aşamadan oluşacak vergileme de söz konusu olabilmektedir. ÖİV mükellefi olan bazı şirketler, ÖİV’ye tabi hizmetleri sunabilmek
için yine ÖİV mükellefi olan firmalardan ÖİV’ye tabi hizmet alımları yapmaktadır. ÖİV mükellefleri arasında gerçekleşen bu hizmet satışlarında, ÖİV’yi ödeyerek hizmet satın alan mükellefler, verdikleri hizmet için düzenleyecekleri faturada hesapladıkları ÖİV’den önceden ödemiş oldukları ÖİV’yi Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde indirim konusu yapabilmektedir.
Ancak, aşağıda detaylarıyla ele alındığı üzere, Gider Vergileri Kanunu’nun 39’uncu maddesinde ÖİV’ye tabi hizmetler hizmetin niteliğine göre %25, %15 ve %5 olmak üzere üç farklı oranda vergilendirilmektedir. Bu durum ise, vergilemenin birden fazla aşamada gerçekleştiği, ÖİV mükellefleri arasında gerçekleşen, hizmet satışlarında indirim yolu ile telafi edilemeyen vergi sorununa yol açmaktadır. Şöyle ki, verdiği hizmet, örneğin, %5 ÖİV’ye tabi olan ve bu hizmeti sunabilmek için GSM Operatörlerinden hizmet alan bir ÖİV mükellefi, hizmet alımları ve satışları arasındaki (%25-%5=) %20’lik ÖİV’yi yüklenmek durumunda kalmaktadır. İndirim mekanizması gereği ödediği ÖİV’yi satışlarındaki ÖİV’den indirim hakkı bulunan bu mükellefin aylık ÖİV beyannamesinin “Sonraki Dönem Devreden
ÖİV” satırında yer alan tutar ise sürekli artmaktadır.
Bu makalede, ÖİV’nin birden fazla aşamada vergilendirildiği işlemlerde düşük oranlı ÖİV’ye tabi hizmet satışı gerçekleştiren mükelleflerin indirim yoluyla telafi edemedikleri ÖİV’yi iade almak hakları üzerinde durulacaktır
2.İLGİLİ KANUN MADDESİ
Özel iletişim vergisi Gider Vergileri Kanunu’nun 39’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, 406 sayılı Kanun uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak suretiyle veya 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu Kuruma bildirim yapılması veya bu Kurumca kullanım hakkı verilmesi yoluyla yetkilendirilen veya yetkilendirilmiş sayılan kablo tv altyapısı üzerinden teknik olarak verilebilecek her türlü hizmetleri dışında, görev sözleşmesi ile ulusal egemenlik kapsamındaki
uydu yörünge pozisyonlarının hakları, yönetimi ve işletme yetkisine sahip olanlar dışındaki işletmecilerin,
- Her nevi mobil elektronik haberleşme işletmeciliği kapsamındaki (ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar dâhil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri % 25,
- Radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin hizmetleri % 15,
- Kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti %5,
- Ve yukarıda sayılan hizmetlerin kapsamına girmeyen diğer elektronik haberleşme hizmetleri %15,
oranında özel iletişim vergisine tabidir.
Bahsi geçen maddenin dördüncü fıkrasında özel iletişim vergisi mükelleflerinin yukarıda yer verilen elektronik haberleşme hizmetlerini sunan işletmeciler olduğu belirtilmiş, devamında verginin matrahının katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül edeceği ifade edilmiştir.
Gider Vergileri Kanunu’nda düzenlenmiş olan özel iletişim vergisine ilişkin söz konusu maddenin beşinci fıkrasında ayrıca, “Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü de yer almaktadır.
Öte yandan bu vergi, maddenin altıncı fıkrası hükmü gereği, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.
Ayrıca madde metninde yer alan % 25 ve % 15 oranlarını ayrı ayrı veya birlikte % 5’e, % 5 oranını ise sıfıra kadar indirmeye ve bu oranları kanuni oranlarına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu, vergiye ilişkin usul ve esasları belirlemeye, ön ödemeli hatlara yapılan
yüklemelerin farklı oranlara tabi hizmetlerde kullanılması hâlinde fazla tahsil edilen vergiyi kullanıcıya ödenmesi koşuluyla mükellefe iade ettirmeye, verilmesi gereken beyannamelerin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
3.ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİNİN İNDİRİMİ
Yukarıda da değinildiği üzere, 6802 sayılı Kanunun 39’ uncu maddenin beşinci fıkrasında, maddede hüküm bulunmayan hallerde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu hüküm çerçevesinde, özel iletişim vergisinde indirim, istisna ve iade uygulamasına ilişkin olarak 1 Seri No.lu Özel İletişim Vergisi Genel Tebliğinin “1.İndirim” bölümünde, özel iletişim vergisi mükelleflerinin bu vergiye tabi hizmetleri dolayısıyla yüklendikleri özel
iletişim vergisini, bu vergiye ait beyannamede indirim konusu yapılabilecekleri belirtilmiştir.
Bahsi geçen Tebliğe göre, özel iletişim vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için hizmetin doğrudan özel iletişim vergisi mükelleflerinden satın alınması, hizmet faturasında özel iletişim vergisinin ayrıca gösterilmesi, faturanın işletme adına düzenlenmesi ve takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, özel iletişim vergisi mükelleflerinden satın alınmayan hizmetlerin bünyesine önceki aşamalarda giren vergi tutarlarının indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Diğer yandan, özel iletişim vergisi, sadece bu vergiye ait beyannamede indirim konusu yapılabilecektir. Bu verginin, katma değer vergisi veya başka bir vergiye ait beyannameye indirim olarak ithal edilmesi mümkün değildir. İlgili dönemde indirim ve iade yoluyla telafi edilemeyen özel iletişim vergisi tutarları özel iletişim vergisi beyannamesinin “Sonraki Döneme Devreden ÖİV” satırına yazılacaktır.
Öte yandan, 13.09.2004 tarih ve Gider Vergileri Kanunu – 4 / 2004 – 4 / ÖİV – 1 sayılı sirkülerin 3.2 bölümünde, özel iletişim vergisinin tek aşamada ve bir defaya mahsus alınan bir vergi olduğu, ancak, birden fazla aşamadan oluşacak bir vergileme söz konusu olduğunda, özel iletişim vergisi mükellefleri arasında gerçekleşecek işlemlerde özel iletişim vergisi uygulamasının aşağıdaki gibi olacağı belirtildikten sonra şu ifadelere yer verilmiştir.
“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1 maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak; kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, özel iletişim vergisi mükellefleri arasında gerçekleşecek hizmet satışlarında, özel iletişim vergisini ödeyerek hizmeti satın alan mükellef, bu hizmetin satışı sırasında düzenleyeceği faturada önceden ödemiş olduğu özel iletişim vergisini Katma
Değer Vergisi Kanununun 29, 30, 32 ve 34 üncü maddelerinde belirtilen hükümler çerçevesinde indirim konusu yapabilecektir. Ancak, özel iletişim vergisi mükellefleri, telekomünikasyon hizmetlerine ilişkin faturalarda gösterdikleri özel iletişim vergisinden
yalnızca bu hizmetlere ilişkin olarak ödedikleri özel iletişim vergisini indirim konusu yapabileceklerdir.”
4..ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİNDE İSTİSNALAR
1 Seri No.lu Özel İletişim Vergisi Genel Tebliği’nin “2.İstisnalar” bölümünde, “Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan istisnalar, prensip olarak, özel iletişim vergisi bakımından da geçerlidir.” ifadesine yer verilmiştir. Ancak, katma değer vergisinin çok safhalı, özel iletişim vergisinin tek safhalı olması, özel iletişim vergisinin teslim işlemlerinde uygulanmaması ve iki vergi arasındaki mahiyet ve yapı farklılıkları Katma Değer Vergisi Kanunundaki bazı istisnaların özel iletişim vergisinde uygulanmasına imkan vermeyeceği, bu
nedenle, istisna kapsamında işlem yapmak isteyen özel iletişim vergisi mükelleflerinin Sirküler veya Genel Tebliğlerde istisna kapsamına girdiği açıkça belirtilmeyen işlemler hakkında Gelir İdaresi Başkanlığından görüş almaları gerektiği belirtilmiştir. Burada yine vurgulanması gereken nokta, özel iletişim vergisi genel olarak tek safhalı olmakla birlikte, birden fazla aşamadan oluşan vergilendirmenin de söz konusu olabileceğidir.
Tebliğin ilgili bölümünde, istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla düzenlenen faturalarda özel iletişim vergisi hesaplanmayacağı belirtilmiş ve bu faturada ayrıca, “6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ….
nci maddesi hükmü gereğince özel iletişim vergisi hesaplanmamıştır.” açıklamasına yer verileceği, üç nokta ile gösterilen boşluğa istisnanın düzenlendiği Katma Değer Vergisi Kanunundaki madde numarası (varsa fıkra ve bent de belirtilerek) yazılacağı ifade edilmiştir.
1 Seri No.lu Özel İletişim Vergisi Genel Tebliğinin “1.İndirim” ve “2.İstisnalar” bölümündeki açıklamaları, 6802 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
hükümleri uygulanır.” hükmü doğrultusunda olup, gerek indirim mekanizması gerekse istisna olan işlemlere ilişkin faturalarda “3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun …. nci maddesi hükmü gereğince özel iletişim vergisi hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alma
zorunluluğu, bu verginin tek safhalı olması dışında Katma Değer Vergisi ile aynı yapıya sahip olduğunun ve Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin bu vergi için de uygulanacağının göstergesidir.
İlgili Tebliğde istisna uygulamasında 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30/a ve 32’nci maddelerinde yer alan hükümlerin göz önünde tutulmasının gerektiği belirtilmiş, ve “3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde sayılmayan istisnalar “kısmi istisna” mahiyetindedir. Bu işlemlerin bünyesine giren özel iletişim vergisi tutarları indirim konusu yapılamayacaktır. 32 nci maddede sayılan ve “tam istisna” kapsamına giren işlemler ile ilgili olarak yüklenilen özel iletişim vergisi tutarları ise indirim konusu yapılabilecek, indirim yoluyla telafi edilemeyen kısım nakden veya mahsuben iade edilebilecektir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Görüleceği üzere, burada da, indirim, istisna ve iade tutarlarının belirlenmesinde doğrudan Katma Değer Vergisi Kanunu esas alınmış, öyle ki, Katma Değer Vergisine özgü tam ve kısmi istisna terimleri özel iletişim vergisi istisnaları için de aynen kullanılmıştır.
5.ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİNİN İADESİ
1 Seri No.lu Özel İletişim Vergisi Genel Tebliği’nin “3.İade” bölümünde ifade edildiği üzere “Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde sayılan işlemlerin meydana gelmesi ile doğrudan ilgili hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve bu Tebliğin (1.) bölümündeki
açıklamalar çerçevesinde indirim konusu yapılan özel iletişim vergisinin indirim yoluyla telafi edilemeyen kısmı”, Tebliğde yer alan açıklamalar çerçevesinde mükellefin talebi üzerine nakden veya kendi vergi borçlarına mahsuben iade edilebilecektir.
Dikkat edilirse, 6802 sayılı Kanunun 39’uncu maddesindeki “Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca indirim ve istisna konularında tamamen Katma Değer Vergisi mevzuatının geçerli olduğu Özel İletişim Vergisinde, konu iadeye gelince sadece tam istisna kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan iadeye ilişkin açıklamalar yapılmıştır.
Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi uygulamasında iade hakkı;
- Tam istisna kapsamındaki işlemlerden,
- Tevkifatlı işlemlerden,
- e İndirimli orana tabi işlemlerden
kaynaklanmaktadır. Genel itibariyle tek safhalı olan Özel İletişim Vergisinde tevkifat söz konusu değildir, ancak 6802 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinde yer aldığı üzere, %5, %15 ve %25 olmak üzere üç farklı oran söz konusu olup, yukarıda ilgili bölümlerine yer verilen ÖİV sirkülerinde de ifade edildiği üzere, özel iletişim vergisi mükellefleri arasında gerçekleşecek hizmet satışlarında, özel iletişim vergisini ödeyerek hizmeti satın alan mükellefin, bu hizmetin satışı sırasında düzenleyeceği faturada önceden ödemiş olduğu
özel iletişim vergisini Katma Değer Vergisi Kanununun 29’uncu maddesi çerçevesinde indirim konusu yapabileceği ifade edilmiştir.
Bir önceki paragrafta bahsi geçen KDVK’nın 29’uncu maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
“Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden ( temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir.”
Bilindiği üzere KDVK’nın 28’nci maddesi uyarınca Katma Değer Vergisi Oranı %10 olup, maddenin Bakanlar Kuruluna verdiği yetki uyarınca Bakanlar Kurulunca belirlenen güncel oranlar %1, %8 ve %18 şeklindedir. KDVK’nın 29/2 maddesi de Bakanlar Kurulu
tarafından vergi oranları indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili indirilemeyen verginin nakden veya mahsuben iadesine imkan tanımıştır.
6802 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinde düzenlenen Özel İletişim Vergisi’nde de, Bakanlar Kurulunca yapılan oran değişikliklerinden sonra KDV’de oluşan tablo ile aynı görüntü söz konusudur. Kaldı ki, gerek 6802 sayılı Kanunun 39’ncu maddesi, gerekse yukarıda değinilen ÖİV Tebliğ ve sirküleri Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin ÖİV için de uygulanmasına imkan vermektedir. Bu durumun yüksek oranda Özel İletişim Vergisine tabi hizmet alımı yapan mükellefler için, daha düşük oranda hizmet ifası durumunda üzerinde kalan ve indirim yoluyla telafi edilemeyen verginin yarattığı mağduriyet açıktır.
Diğer yandan, indirim yoluyla giderilemeyen verginin iadesine ilişkin KDVK’nın 29’uncu maddesinde yer alan hüküm 4369 sayılı Kanun ile ilave edilmiş olup 01.01.1999’da yürürlüğe girmiştir. 4369 sayılı Kanundaki söz konusu maddenin gerekçesi şu şekildedir:
“Madde 59. – indirimli oranda vergilendirilen malların teslimi ve hizmetlerin ifası ile uğraşan mükelleflerin, bu teslim ve hizmetler nedeniyle yaptıkları mal ve hizmet alımlarının (amortismana tabi iktisadî kıymet, genel gider, nakliye, basım vs.) genel oranda vergiye tabi olması, bu mükellefler açısından indirilemeyen vergi sorununa yol açmakta ve bu tutar artarak devam etmektedir. Yapılan düzenleme ile, indirimli oranda vergiye tabi malların teslimi ve bu hizmetlerin ifası için yüklenen katma değer vergisinin l yıl içinde indirilememesi halinde, indirilemeyen KDV’den yıl içindeki teslim ve hizmetlerin bünyesine giren kısmın iadesine imkan sağlanmaktadır. İade için asli şart, indirimli orandaki mal ve hizmet satışlarının yapılmış ve bu işlemler için yüklenilen vergilerin yıl içinde indirilememiş olmasıdır. İade edilebilecek tutarın, mükellefin indirimli orana tabi teslim ve hizmet bedellerinin genel oranda katma değer vergisine isabet eden kısmından fazla olmayacağı tabiidir.”
Görüldüğü üzere, Kanun koyucu indirimli oranda mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükelleflerin yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri vergilerin soruna yol açtığı ve bu durumdan kaynaklanan tutarların artarak devam ettiği gerekçesiyle maddeye iadeye ilişkin hüküm ilave etmiştir.
6.İNDİRİM YOLUYLA TELAFİ EDİLEMEYEN VERGİYE İLİŞKİN ÖZELGE
Yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen ÖİV’nin diğer vergi borçlarına mahsubuna ilişkin talebe Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 28.08.2013 tarih ve 84974990-185[ÖİV-2013/02]-936 sayılı özelge ise aşağıdaki gibidir.
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, GSM şirketlerine çağrı (sms ve ses) sonlandırma hizmeti karşılığında %25 Özel İletişim Vergisi (ÖİV) ödediğiniz, ancak sabit telefon hizmeti kapsamında verdiğiniz bu hizmetler için %15 ÖİV hesaplandığınız ifade edilmekte ve yüksek volümlü olması sebebiyle indirimli fiyattan hizmet verdiğiniz müşterilerinize ve yurt dışına verdiğiniz hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen ÖİV tutarları olduğu belirtilerek, söz konusu yüklenilen ÖİV’nin diğer vergi borçlarına mahsup edilmesinin mümkün olup olmadığının bildirilmesi istenilmektedir.
…
Buna göre, KDV Kanununun 32 nci maddesinde sayılan ve “tam istisna” kapsamına giren işlemler ile ilgili olarak yüklenilen ÖİV’nin indirim yoluyla giderilememesi halinde iade talebine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, şirketinizce verilen sabit telefon hizmetinin yerine getirilmesinde, bu hizmetin tabi olduğu ÖİV oranından daha yüksek oranda ÖİV’ye tabi olan yüklenimlerin indirim yoluyla giderilememesi durumuna yönelik olarak Bakanlığımızca yapılmış bir düzenleme olmadığından bu tutarların indirim hesaplarında tutulmaya devam edilmesi gerekmektedir.”
Yukarıdaki özelgede görüldüğü üzere, İdare yüklenilen ve mükellefin üzerinde kalan ÖİV’nin diğer vergi borçlarına mahsubuna ilişkin talep üzerine, “Bakanlığımızca yapılmış bir düzenleme olmadığından” gerekçesiyle “bu tutarların indirim hesaplarında tutulmaya devam edilmesi gerekmekte” görüşünü ifade etmiştir.
İdarenin bu görüşü, 6802 sayılı Kanun, ÖİV Genel Tebliği ve ÖİV sirküleri ile çelişmektedir. Bakanlığın bu konuda Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir düzenleme yapmamış olması, mükelleflerin Kanunundan kaynaklanan mahsuben veya nakden iade hakkının kullanılmasına engel olmamalıdır. 4369 sayılı Kanun gerekçesinde açıkça ifade edildiği üzere, bu durum “mükellefler açısından indirilemeyen vergi sorununa yol açmakta ve bu tutar artarak devam etmektedir.”
7.SONUÇ
Özel iletişim vergisi genel olarak tek safhalı bir vergi olmakla birlikte, ÖİV mükellefi bazı mükellefler için birden fazla aşamada vergilendirme söz konusu olabilmektedir. Bu mükelleflerin ÖİV mükelleflerinden aldıkları hizmet için ödedikleri ÖİV’yi, satış
faturalarında gösterdikleri ÖİV’den Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde indirim hakkı da bulunmaktadır. Ancak, hizmet alımlarında, hizmet satışlarına göre yüksek oranda ÖİV ödeyen mükellefler, doğal olarak, indirim yoluyla telafi edemedikleri ÖİV sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır.
Gider Vergileri Kanunu’nda bir maddede düzenlenen Özel İletişim Vergisi için, bahsi geçen Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun uygulanacağı belirtilmiş olup, İdare de bu hüküm uyarınca, gerek indirim mekanizması gerekse de istisnalar ve iadeler konusunda Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ilişkin düzenlenmeler yapmıştır. Ancak, ÖİV mükelleflerinin, vergilemenin birden fazla aşamada gerçekleştiği işlemlerde indirim yoluyla telafi edemediği ÖİV’yi nakden veya mahsuben iade almasına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durum, vergilemenin birden fazla aşamada gerçekleştiği durumlarda, düşük oranlı vergiye tabi hizmet sunan mükelleflerin beyannamelerindeki “Sonraki Döneme Devreden ÖİV” satırında yer alan tutarın her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Kaldı ki, yasa hükümleri uyarınca mükelleflerin nakden veya mahsuben iade hakkı vardır, İdarenin yapması gereken ise, yasanın mükelleflere tanıdığı bu hakkın kullanımına ilişkin usul ve esasları belirlemesidir. İdarenin bu mükellefler için henüz bir düzenleme yapmamış olmasının getirdiği mağduriyet ortadadır.
İdare özel iletişim vergisine ilişkin, yasa hükümlerine uygun olarak, indirim mekanizması ve istisnalar da olduğu, indirimli orana tabi işlemler için de Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerini uygulamalıdır. Yukarıda yer verilen özelgede olduğu gibi, indirim yoluyla telafi edilemeyen ÖİV’nin, Bakanlıkça bir düzenleme yapılamamış olması gerekçesiyle “indirim hesaplarında tutulmaya devam edilmesi gerekmektedir” görüşü gerek hakkaniyete gerekse de yasal düzenlemelere uygun değildir.
İdarenin en kısa zamanda düşük oranda ÖİV’ye tabi hizmet sağlayan mükellefler için iade mekanizmasının usul ve esaslarını belirlemesi, hakkaniyete uymayan ve bir düzenleme yapılmazsa sonsuza dek artarak devam edecek olan indirim yoluyla telafi edilemeyen vergi sorununu çözmesi gerekmektedir.
KAYNAKÇA
-6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu
-3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
-(1) Seri No.lu Özel İletişim Vergisi Genel Tebliği
-Gider Vergileri Kanunu – 4 / 2004 – 4 / ÖİV – 1 sayılı sirküleri
-4369 sayılı Kanun