18.01.2019 tarihinde yayımlanan 7161 sayılı Kanun’la vergi mevzuatı ile diğer kanunlarda birtakım değişiklikler gerçekleştirilmiştir
Sayı: 2019/19
Konu: 18.01.2019 tarihinde yayımlanan 7161 sayılı Kanun’la vergi mevzuatı ile diğer kanunlarda birtakım değişiklikler gerçekleştirilmiştir.
30.11.2018 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulan Kanun Teklifi, 17.01.2019 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşmıştır. Ardından 18.01.2019 tarihli Resmi Gazete’de 7161 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ismiyle yayımlanan Kanun ile; Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları, Katma Değer Vergisi Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Gider Vergileri Kanunu ve diğer kanunlarda bazı değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişikliklere ilişkin açıklamalarımız izleyen kısımda sunulmaktadır:
I. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI
- Pilotlar ve uçuş personeli ile denizaltına dalış yapanlara ödenen tazminat/ücretlerde istisna
Gelir Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesinde teşvik amacıyla verilen ikramiye ve mükâfatlarda gelir vergisi istisnasına yer verilmektedir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki gibiyken;
“2. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler”
7161 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesiyle aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“2. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren personele fiilen uçuş hizmetleri ve kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;”
Bu değişiklikle temel olarak kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, pilotlar ile kabin personeline yapılan ödemelere ilişkin istisna hükmü madde metninden çıkarılmış olmaktadır.
Diğer taraftan Kanun’un 3’üncü maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretlerde istisnaları tanımlayan 23’üncü maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir. Buna göre Türk Hava Kurumu ve Türkiye’de mukim olan özel havayolu şirketlerinde çalışan pilot ve kabin memurlarına ödenen ücretin gerçek safi değerinin % 70’i gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir. Böylelikle 29’uncu maddede yapılan değişiklik sonrasında madde metninden çıkarılmış olan ve sadece fiilen uçuş hizmetine ilişkin ödenen ücrete sağlanan istisna hükmü, tüm ücreti kapsayacak şekilde genişletilmiş olmakla birlikte ücretin tamamına değil sadece % 70’ine istisna sağlanmıştır.
Ücretin gerçek safi değerinden ne anlaşılması gerektiği ise gerekçede yer almaktadır. Buna göre ücretin gerçek safi değeri; işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından, GVK 63’üncü maddede sayılan indirimler düşüldükten sonra kalan gelir vergisine esas olan miktardır.
23’üncü maddeye 17’nci bent olarak eklenen istisna hükmü aşağıdaki gibidir:
“17. Kamu kurum ve kuruluşları hariç Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış kabin memurlarına ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin yüzde 70’i (Cumhurbaşkanı bu oranı % 100’e kadar artırmaya sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.)” Bu hükümler yayımını izleyen aybaşından (1 Şubat 2019) itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Ürün senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlarda istisna uygulaması
Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 76’ncı maddesinde; Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların 31.12.2018 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olduğuna dair düzenleme yer almaktaydı.
İstisna edilen bu kazançlar üzerinden 94’üncü madde kapsamında tevkifat da yapılmamaktadır. Gelir vergisi mükelleflerince münhasıran bu kazançlar için beyanname verilmediği gibi bu kazançlar verilecek beyannamelere de dâhil edilmemektedir.
7161 sayılı Kanun’un 5’inci maddesiyle söz konusu geçici maddenin uygulanma süresi 31.12.2023 tarihine kadar uzatılmıştır. İlgili hüküm 1 Ocak 2019 tarihinden geçerli olmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamalarında yatırma katkı oranı ve indirimli kurumlar vergisi oranı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “indirimli kurumlar vergisi” başlıklı 32/A maddesinde indirimli kurumlar vergisi uygulamasına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin ikinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde, yatırıma katkı oranları ile kurumlar vergisi indirim oranlarının kanuni sınırları belirlenmiş ve Cumhurbaşkanı’na yasal sınırlar dâhilinde bu oranlarda değişiklik yapma yetkisi verilmiştir.
Aynı Kanun’un geçici 9’uncu maddesinde ise mükelleflerin 2017 ve 2018 takvim yıllarında gerçekleştirdikleri imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamaları için, 32/A maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde “%55”, “%65” ve “%90” şeklinde yer alan kanuni oranların sırasıyla “%70”, “%80” ve “%100” şeklinde ve (c) bendinde “%50” şeklinde yer alan kanuni oranın ise “%100” şeklinde uygulanacağına ilişkin hüküm yer almaktadır.
7161 sayılı Kanun’un 43’üncü maddesiyle yapılan değişiklikle; 2017 ve 2018 yılları için geçerli olan bu uygulamanın 2019 yılında da devam etmesi sağlanmıştır. Bu düzenleme, Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe girmiştir.
II. KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU
- Kur farklarının KDV karşısındaki durumu
Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Kanununda, kur farklarının KDV’ye tabi olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktaydı. Bu durum, kur farklarının KDV’ye tabi olup olmadığına yönelik tereddüt yaşanmasına neden olmaktaydı.
Yaşanılan tereddütlerin giderilmesi amacıyla, bu Kanunun 18 inci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Matraha Dahil Olan Unsurlar” başlıklı 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine “fiyat farkı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “kur farkı” ibaresi eklenmiştir.
Yapılan değişiklik ile bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkının, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi tereddütsüz hale gelmiştir. Söz konusu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe girmiştir.
- Yenilenebilir ve diğer enerji tesislerine ilişkin istisna
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 13’üncü maddesinde; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifalarının KDV’den istisna olduğuna dair hüküm yer almaktadır.
7161 sayılı Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe giren 17’nci maddesiyle, yukarıdaki hükme “haberleşme” ibaresinden sonra gelmek üzere “yenilenebilir ve diğer enerji” ibaresi eklenmiştir.
- Kitap ve süreli yayınlarda KDV istisnası
7161 sayılı Kanun’un 17’nci maddesiyle KDV Kanunu’nun 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına eklenen yeni bir bentle, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayıncılık sertifikası verilmiş yayıncılar tarafından yapılan kitap ve süreli yayınların teslimi KDV’den istisna edilmektedir. Bu hüküm, yayımını izleyen aybaşından (1 Şubat 2019) itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
KDV Kanunu’nun 34’üncü maddesi uyarınca 13’üncü maddede sayılan istisnalar “tam istisna” kapsamında olduğundan, bu istisna teslimler dolayısıyla yüklenilen KDV’lerin indirim imkânı bulunmaktadır. Ayrıca indirim yoluyla giderilemeyen vergiler iade konusu yapılabilecektir.
- Trampa yolu ile kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devrinde KDV, damga vergisi ve harç istisnası
KDV Kanunu’nun geçici 35’inci maddesinde; 2011/2266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulama usul ve esasları belirlenen ve sınırları ve koordinatları gösterilen alanda yapılacak iyileştirme, yenileme ve dönüşüm projeleri kapsamında, trampa yolu ile kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devir ve teslimi işlemlerinin 31.12.2018 tarihine kadar KDV, damga vergisi ve tapu harcından müstesna olduğuna dair hüküm yer almaktaydı. Bu taşınmazların 31.12.2018 tarihine kadar Hazineye devrinden dolayı Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazanç oluşmuş sayılmamaktadır.
7161 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesiyle söz konusu geçici maddenin uygulanma süresi 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmıştır. İlgili hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe girmiştir.
- İmalat sanayine yönelik teşvik belgeli yatırımlar kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin KDV iadesi
KDV Kanunu’nun geçici 37’nci maddesinde, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında;
- a) Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yıllarının altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde,
- b) 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde,
talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade edilebilmekteydi.
7161 sayılı Kanun’un 20’nci maddesiyle, 2017 ve 2018 yılları için geçerli olan inşaat işleri dolayısıyla yüklenilen KDV’nin iadesi uygulamasının 2019 yılında da devam etmesi sağlanmaktadır. Bu düzenleme, Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe girmiştir.
III. ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU
Şalgam suyu, Türk Gıda Kodeksine göre çeşnili ve aromalı/aromalandırılmış içme sütleri, bebek ve devam sütleri sayılan içeceklerin ÖTV’ye tabi olup olmadığı konusunda tereddütler bulunmaktaydı.
Bu kapsamda ilk olarak 7161 sayılı Kanun’un 37’nci maddesiyle, ÖTV Kanunu’na ekli (III) Sayılı Listenin (A) Cetvelinde 22.02 GTİP numaralı mallara ilişkin açıklama kısmında yer alan ve ÖTV kapsamına girmeyen malların sayıldığı parantez içi hükme, bu mallar eklenmiştir. Bu değişiklik sonucunda “şalgam suyu, Türk Gıda Kodeksine göre çeşnili ve aromalı/aromalandırılmış içme sütleri, bebek ve devam sütleri sayılan” içecekler ÖTV kapsamından çıkarılmış olmaktadır.
Yukarıda belirtilen içecekler ÖTV kapsamı dışına çıkarılmış olmakla birlikte, bu hükmün yürürlüğe girdiği 18 Ocak 2019 tarihinden önce yapılan işlemler dolayısıyla beyan edilmeyen veya ödenmeyen ÖTV’lerin aranmamasını sağlamak üzere 7161 sayılı Kanun’un 38’inci maddesiyle ÖTV Kanunu’na geçici bir madde (geçici 8) eklenmektedir.
Buna göre 18 Ocak 2019 tarihinden önce ithal veya teslim edilen yukarıdaki içeceklerle ilgili olarak ÖTV ve bu vergiye isabet eden KDV bakımından vergi tarhiyatı yapılmayacak ve vergi cezası kesilmeyecektir. Daha önce yapılmış olan tarhiyatlar ve kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilecek, tahakkuk eden tutarlar terkin edilecek ancak tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmeyecektir. Söz konusu geçici maddenin yürürlük tarihi de yayım tarihi (18 Ocak 2019) olarak belirlenmiştir.
IV. GİDER VERGİLERİ KANUNU
Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisinden (BSMV) istisna edilen işlemlere yer verilmektedir. 7161 sayılı Kanun’un 2’nci maddesiyle, 29’uncu maddeye (ç) bendi eklenmek suretiyle, varlık finansmanı fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralara BSMV istisnası getirilmiştir. Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (18 Ocak 2019) yürürlüğe girmiştir.
V. İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNU
İşsizlik Sigortası Kanunu’nun “İşsizlik ödeneğinin; miktarı, ödeme süreleri ve zamanı ile sigorta primleri” başlıklı 50’nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki gibiyken;
“Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;
- a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,
- b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
- c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,
Süre ile işsizlik ödeneği verilir.”
7161 sayılı Kanun ile işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarından, son 120 gün “prim ödeyerek sürekli çalışmış” olma şartı, “hizmet akdine tabi” olma şeklinde yumuşatılarak 120 gün boyunca hizmet akdine tabi olmasına karşın devamsızlık hallerinden kaynaklı ödememe durumu ortadan kaldırılmıştır. Düzenlemenin yürürlük tarihi 18.01.2019 olup düzenleme söz konusu tarihten sonra hizmet akdi feshedilenler için uygulanacaktır.
VI. BORÇLAR KANUNU
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kira bedelinin belirlenmesine ilişkin 344’üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki gibiyken;
“Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.”
7161 sayılı Kanun’un 56’ncı maddesiyle, kira bedelinin belirlenmesinde, “üretici fiyat endeksi” yerine, “tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim” oranının kullanılması düzenlenmiştir.
Fazlı ÇİLİNGİR
YMM, Bağımsız Denetçi